Süleyman ÖZAYDIN

Tarih: 08.04.2017 18:18

Sağlık Bilinci

Facebook Twitter Linked-in

Temiz bir çevre insan sağlığı için temel nitelik taşır.
Çevresel etkileşimler beraberinde sağlığımızı da olumsuz etkilemektedir. Soluduğumuz havadan, içtiğimiz suya kadar sağlığımız risk altındadır. Özellikle kış aylarında bacalardan çıkan duman ve karbon monoksit gazının çevreye verdiği zararları saymakla bitmez. Yasaklara rağmen yakılan kalitesiz dökme kömür, eğitimsiz yakıcılar, denetimi olmayan kalorifer kazanları ve temizlenmeyen bacalar yüzünden hemen herkesin şikayetci olduğu zehiri birlikte solumak zorunda kalıyoruz. Ancak vatandaş duyarlılığına denetim görevi olan kurumlar seyirci kalıyor. Bildiğim kadarıyla belediye ve çevre sağlığı bu konunun denetçileri durumundadır ancak her nedense kalitesiz dökme yakıta da, kalorifer kazanları ve bacalarda görmezden gelinmekte.
Kış aylarında karabasan gibi ilçe merkezini kaplayan ve insanların nefes almasını zorlaştıran kirliliğe maalesef duyarsız kalınmakta. Bir diğer tehlike de dezenfeksiyon amaçlı şebeke sularına konularak gündelik yaşamımıza giren klordur. Dezenfeksiyon için etkili ve güvenilir olmamasına rağmen maliyet açısından en ucuz olduğu için kullanılan klorun tercih edildiği bilinmekte. Teknoloji alanında bu kadar gelişmeye rağmen, hala sularda klor kullanılmasını anlamak mümkün değildir. Yapılan bazı araştırmalarda klorlu su içenlerin içmeyenlere göre daha fazla kansere yakalanma riski taşıdığı açıklanmaktadır. Yine klorun kalp rahatsızlıklarının başlıca sebebi olan damar sertliklerine yol açtığıdır. Neticede günlük yaşamımıza giren klor sağlığımız için önemli ölçüde bir risk oluşturmaktadır. Bunlar ilk aklımıza gelen ve sağlığımızı olumsuz etkileyen faktörlerdir. Tabi ki bunlarla sınırlı kalmıyor, bunlara her birimiz tanık oluyoruz. Kendimiz için olmasa bile gelecek neslimiz için bu konularda radikal önlemler almanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Sevgiyle kalın.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —