2015 PEN Türkiye Şiir Ödülü’ne şair, yazar ve düşünür Prof. Dr. Afşar Timuçin değer görüldü. Sayın Timuçin’i kutluyoruz. Şiir, gerçekten çok zor bir dal.
Öğrencilik ve gençlik yıllarımda, birkaç küçük denemenin dışında hiç şiir yazmaya çalışmadım. Ancak gerçek şiire her zaman saygı duydum. Kaliteli şiir kitaplarını okumaya özen gösterdim. Bir de, kendini şair sanan ve “5 dakikada şiir yazarım” diyenlerden uzak durdum. Bu kişilere, Behçet Necatigil’in ölümsüz şiiri “Gizli Sevdâ”yı, 32 yılda tamamladığını anımsattım.
Rilke, “Genç Şaire Mektuplar” isimli yapıtında şöyle diyor:
“Şair, ıssız bir adada kalmış olsa da, rüzgârın biraz sonra sileceğini bile bile yine kumsaldaki kumlara dizelerini yazan adamdır.”
Bandırmalı şairlerin dizelerini de ayrı bir keyifle okuyorum. İşte ünü sınırlarımızı aşan, birçok yabancı ülkedeki şiir etkinliklerine katılan Ayten Mutlu, işte yaşamını hâlen Konya’da sürdüren Tahsin Kavak. Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Gerçek şiiri ayak sesinden tanırım”, Ayten Mutlu ise şöyle diyor:
“açar mıydı çiçekler güzelliğe varmasa
çürür giderdi tohum, toprağa sarılmasa
açlık ölüme gebe, analar çocuklara
sabah olmazdı insan, yarına inanmasa”
Şiir, çok uzun soluklu bir sanat dalı. Şiire ömrünü verenlerden biri de Ayhan İnal’dır. Bakın, şiire nasıl bakıyor, İnal:
“Ham sofular, hak katından uzaktır
Dünya malı göz boyayan tuzaktır
Hakka ulaşmanın bin bir yolu var,
Benim ibadetim şiir yazmaktır”
Baş rolünde Robin Williams’ın oynadığı “Ölü Ozanlar Derneği” filmini defalarca izledim. Edebiyat öğretmeni John Keating, öğrencilerine şöyle sesleniyordu, ölümsüz filmde:
“Kim ne derse desin, sözcükler ve düşünceler dünyayı değiştirebilir.”
Bazı kişiler, “Edebiyat, şiir ne işe yarar?” derler. Bu soruyu aptalca bulan Borges, şu anlamlı yanıtı vermiştir:
“Kanaryanın ötüşü ya da çok güzel bir gün batımı ne işe yarar diye sormak kimin aklına gelir?”
Her gününüz şiir gibi olsun!
