Sinek ısırığı kadar etkilemese bile ‘Umudu kesmemeliyiz' Yurdumuzdan!

Meclis Araştırma Komisyonundan AKP’li Bakanlara kumpas yapıldığı kararı çıktı…
Tapeler kanunsuz alınmış, buna karar verdi komisyon…
Üstelik tüm bilgilerin, ileri de yeniden gündeme getirilmemesi için de imha edilmesi gerekiyormuş!
Yani, ayakkabı kutularında bulunan, Bakan çocuklarının kasalarında çıkan paralar, para sayma makineleri suç delili değilmiş!
Zaten daha önceleri de Savcılar değişince takipsizlik kararı verilmişti…
Adalete göre suçsuzlardı ve de aklandılar, masumlar yani!
Üstüne üstelik, “Polis koydu” denilen paralar da sahiplerine faizleriyle birlikte geri ödenecek…
Başbakan Davutoğlu, “Gerekirse kollarını da keseriz” demesine rağmen, meclis araştırma komisyonunda ‘ak oylarla’ yüce divana sevk edilmelerine de gerek görülmedi…
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Arınç da, “Halkın nazarında sinek ısırığı kadar bile etkisi olmadı” sözleriyle ne demek istediğini de açıkça ifade etti!
Yandaş ve havuz medyasında Anayasa mahkemesini suçlayan ilanlar var…
Peki ben öyle bir ilan versem, bir vatandaş olarak ‘adalete hakaretten’ yargılanır mıyım diye de düşünmeden edemiyorum…
Anayasada her vatandaşın eşit olduğu yazıyor…
* * *
Adalet insanın tüm yaşantısında olması gereken bir olgudur…
Adalet olmaksızın vatan, namus, şeref, evlat, anne, baba ve sevgili anlamlarını yitirirler, hatta tüm yaşam anlamını yitirir.
Adalet bu yüzden önemlidir, adaleti sağlamak da son derece önemlidir.
Adil bir yönetim biçimiyle halklarını yöneten iktidarlar ölümsüzleşirler ve asil otoriteye sahiptirler.
Gerçekle yalnızca yürekli insanlar yüzleşebilirler…
Adalet yalnızca mülkün temeli değil aynı zamanda yaşamın temel taşıdır…
Adalet hiçbir şart ve koşul beklenmeden uygulanmalıdır…
Unutulmamalıdır ki dünyayı yönettiklerini zanneden ve kendilerini adeta ilahlaştıran liderlerin bile bir nefeslik hayatları vardır…
* * *
Zamanında şöyle bir hikaye okumuştum;
Hz. Ömer, ‘Beytül-mal`dan (kamu hazinesinden) halka mal verirken der ki, “Allah adaleti ile mi mal dağıtayım, yoksa Ömer adaleti ile mi?”
Oradakiler “Allah adaleti” ile derler.
Bunun üzerine Hz. Ömer sırayla gelene eline geçeni vermeye başlar, çok süre geçmeden itirazlar yükselir:
“Ömer sen ne yapıyorsun, biz daha adaletli olur diye Allah adaletini istedik, daha da adaletsiz oldu dağıtımın” derler.
Hz. Ömer de, “Ömer adaleti deseydiniz, kim neyi hak ediyor bilemezdim, eşit olmaya gayret ederdim...”
Hz. Ömer, devlet işleri ile uğraşırken ayrı bir mum, kendi özel işleri ile uğraşırken ayrı bir mum kullanırmış.
İslam’ın halifesi, devletin malına karşı bu kadar hassas, bu kadar adilane davranırken, bugün onun bu adaletinden hayranlıkla bahsedenlerin, devletin tüm olanaklarını fütursuzca kullanarak servetler edinenleri desteklemesi nasıl izah edilebilir, nasıl anlaşılabilir?
Acaba suçun büyük kısmı kime aittir?
Adaletsizce davrananlara mı, bu adaletsizliğe ses çıkarmayanlara mı?