Benim gibi 1953 doğumlu olan Bozoğlu ile yaklaşık 25 yıllık bir dostluğumuz vardı. Yolum ne zaman Susurluk'a düşse, mutlaka kendisine uğrardım. Makam aracı kullanmadığından, kendisine ait sıradan, biraz da külüstür otomobiline beni bindirir, ilçenin her yerini dolaştırarak, yaptığı çalışma ve hizmetleri anlatırdı. Yolda karşılaştığımız Susurluklularla sohbet etmek, en büyük zevklerinden biriydi. 1,5 yıl önce, belediye başkanlığı koltuğunda oturduğu son dönemde Bozoğlu'nu ziyaret etmiş, yine ilçeyi birlikte dolaştıktan sonra son noktayı, yeni yaptırdığı olimpik havuzların önünde koymuştuk. Bozoğlu, eskilerin, nev-i şahsına münhasır dedikleri, kendine özgü, özel bir kişiliğe sahipti. Biraz megalomandı desek, yanlış olmaz. Gerçekleştirdiği hizmetleri ayrıntılarıyla anlatmaktan özel bir zevk duyardı. Camiye hiç gitmediğini belirtirken, ilçe mezarlığını tertemiz ve bakımlı bir duruma getirmesiyle gurur duyardı. Kravattan nefret eder, takım elbise giymezdi. Makamına, çok sıradan bir kıyafetle giderdi. Hatta, 2014 yılındaki yerel seçimler öncesinde, partisi CHP'nin, Ankara'da düzenlediği belediye başkan adaylarının tanıtıldığı toplantıda bile, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında, kravatsız, ceketsiz, kazakla yer almıştı, diğer adayların tersine. Makam odası dahil, belediye çalışanlarının tüm kapılarını ortadan kaldırmıştı. Cep telefonu hiç kullanmazdı. Belediye dışında bile olsam, isteyen bir türlü bana ulaşır derdi. Başta Bandırma Belediyesi olmak üzere belediyelerde özel güvenlik görevlendirilmesine tepki gösterir, Kimi, kimden koruyorlar. Halkın parasını çarçur ediyorlar derdi. Taşeron işçi asla çalıştırmazdı. Çocuklar ve gençlerle çok ayrı ve özel bir iletişimi vardı. Onlarla spor yapar, tiyatro oyunlarında rol alırdı. Engellilere her çeşit desteği sağlar, onlar için özel geziler düzenlerdi. Belediye Başkanlığı temsil bütçesini de kendisi için kullanmaz, çocuklar, gençler ve engellilere harcardı. Spora büyük destek verirken, son görüşmemizde, Susurluk Belediyespor Kulübü çatısı altında, her branşta 100 gencimize spor yaptırmanın mutluluğu bana yeter demişti.
Tahsin Bozoğlu, tam bir halk adamıydı. Hiçbir zaman klâsik bir belediye başkanı gibi hareket etmedi. Çok sigara içerdi. Hatta makamında bile birini yakıp birini söndürürdü. Kızdığında da, içinden geldiği gibi küfrü basmaktan çekinmezdi.
Gerçek dost Tahsin Bozoğlu'nu unutmayacak ve özleyeceğiz. Işıklar içinde yatsın.