Yıllardır toplum olarak güncel yaşamda çok sıkça gördüğümüz ama hala bit türlü azaltamadığımız hatta yok edemediğimiz çağdığı bir davranış türünden söz etmek istiyorum bu kez. Beklemeye tahammülü olmayan, çevresine saygı duymayan ve bunları adeta basit bir kurnazlık olarak görüp, sürdürmeye devam eden vatandaşlarımızdan söz etmek istiyorum. Baktığımız zaman bu çeşit kötü örneklemeleri hemen hemen her yerde görmek mümkün sanırım. Örneğin,
Hastanede sıra beklerken, bir dakika bir şey soracağım diyerek odaya girenler.
Postanede sıra beklerken,
Bankada sıra beklerken,
Sinema gişeleri veya stad gişeleri gibi toplu olarak bulunduğumuz alanlarda sıra beklerken, hemen başa geçip BİR DAKİKA dedikten sonra işini görmeyi başaran birçok kişiyi sanırım benim gibi sizlerde görüyorsunuzdur.
Çok iyi bildiğimiz gibi aslında bu durum biraz açık gözlülük gibi düşünülüyor olunsa da büyük oranda toplumdaki saygısızlıkların geliştirilmesi noktasında önemli bir davranış şekli olduğunu her nedense hiç düşünemiyoruz. Maalesef bu konuda ara sıra yapılan geçiştirici uyarılar dışında bu gün, şöyle hazırlıklı olarak ne ekranlarda ne de okullarımızda dört dörtlük bir yönlendirme atağımızın da varlığından söz edemeyiz.
Gerçekten bu gün hepimizin hayatında bu tarz konularda binlerce örnek olduğunu çok iyi biliyorum. İşin acı tarafı dünden daha iyi tahsil hayatımız olmasına rağmen hala bu tarz kötü örneklerin artarak devam etmesini ben şahsen çok düşündürücü buluyorum.
Son ve farklı bir örneğe de geçen gün gazete alırken tanıklık ettim. Bir iş yerinde alışveriş eden iki vatandaşın ardından içeriye hızla giren bir üçüncü vatandaşımız gemiye yetişeceğini söyleyerek iş yeri sahibinden kendisine öncelik tanınmasını ve hemen işinin görülmesini ister. İş yeri sahibi ise durumu fark ederek, daha yarım saat olduğunu ve herkesin acelesi olduğunu nazik bir şekilde ifade ederek hem talebi ret eder hem de önden gelenlerin işini tamamlar.
Bu kez çok sık rastladığımız bir örnekle devam edelim isterseniz. Bankada 8-10 müşteri olarak sıramızı bekliyoruz. Yavaşça banka görevlisine sokularak küçük bir sorum var diyen bir bayan orada yaklaşık 15 dakika kadar kalarak işini görür. Ve tam ayrılırken bu kez sıra bekleyenlerden itirazlar gelir ama kimseye aldırmadan, cevap vermeden bankayı terk eder bu sayın bayanımız.
Ve banka görevlimize neden sıra harici müşteriyi alıyorsunuz diyerek bir çıkış yapıyorum ama görevli bu bizim değil sizin sorununuz diyerek sözlerimi kesiyor adeta. Durumu fazla uzatmadan konuyu banka yöneticilerine aktararak bankadaki işimi görüp bankadan ayrılıyorum.
Gerçekten bu gün toplum olarak güncel yaşamımızın bir çok noktasında yaşadığımız bu tarz olumsuzluklar nedeniyle yakınma ve şikayetlerin ne kadar çok olduğunu da iyi biliyoruz ama tüm bu olumsuzlukların zaman içinde aşılabilmesi için de çok fazla proje ürettiğimizi söyleyemiyoruz.
Sonuç olarak adına ister modern, isterse çağdaş toplum diyelim temelinde insana saygısının egemen olduğu ilişkiler yumağında tertip ve düzenli bir sosyal yaşamı düşlüyorsak eğer en başta saygılı olmayı ve ardından da sabır konusunu içimize kazımalıyız derim. Elbette eğitim çok gerekli ama bu da sadece okul ve evlerde yapıla geldiği gibi sözlerle değil görsel desteklerle yapılmalıdır. Örneğin ilk ve orta öğretimde okuyan öğrencilerin sınıf olarak buralara gelerek durumu yerinde izlemelerini, sıraya girmenin ne olduğunu dahası sıraları bozmanın ne anlama gelebileceğini daha küçük yaşlarda çocuklarımıza gösterilerek ve de anlatılarak bir temel aşılanmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.
