SAYİM ALKAZAK


Siyasi değil, akılda kalacakları seçtim

Siyasi değil, akılda kalacakları seçtim


TARİHE mal olmuş siyasi veya siyasi olmayan fıkralar, bizleri zaman zaman düşünmeye sevk ederler. Geçen günlerde Hasan Pulur köşesinde `Siyasi Fıkralar` başlığı altında güzel şeyler yazmış. Ben de bu gün hala okunduğunda akıllarda kalabilecek fıkralardan bir `Demet` hazırladım, beğeneceğinizi ümit ediyorum.                         
GANDİ İLE KRAL
İNGİLTERE Kralı George ile görüştüğü sırada Gandi`nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci, küçümseyici bir ses tonuyla sorar:
- Kıyafetiniz bir kralla buluşmak için fazla sade değil miydi?
Gandi hiç aldırmadan cevap verir:
"Kral ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
                   *        *        *
KAŞIĞIM YOK
ERCÜMENT Ekrem Talu, lokantaya girer ve garsondan çorba ister. Çorbayı masaya bırakan garsona:
- Ben bu çorbayı içemem, der.
Garson başka bir çorba getirir. Yazardan aynı cevabı alınca lokanta sahibi gelir ve üsteler:
- Beyim affedersiniz, çorbalarımız çok güzeldir. Bir kaşık alsanız mutlaka beğeneceksiniz, der.
Talu yine aynı şeyi tekrarlayınca adam:
- Niçin, sorusunu yöneltir.
Romancımız mantıklı ve kendisine yakışır bir cevap verir:
- Çünkü kaşığım yok!
                    *        *       *
AYAKTA UYUYORSUNUZ!
ROMANCI Şerif Benekçi, 1980`li yıllarda İstanbul Beyazıt`taki bir camide imamlık yapıyordu. Bir gün dalgınlıkla öğle ezanını, sabah ezanı okur gibi okunan "Esselatü hayrün mine`n nevmi" bölümünü de ezana ekler. Cemaatten gayretkeş birisi telaşla koşar gelir.
- Hoca bu ne iştir? Öğle ezanı sabah ezanı gibi okunur mu?
Şerif Benekçi bozuntuya vermeden itiraz edeni susturur:
- Okunur, okunur! Nasıl olsa hepiniz ayakta uyuyorsunuz! Der.
                     *       *       *
BİLMEZSİN!
MİDHAT Cemal Kutay, bir mağazadan iki mendil ayırır ve:
- Bunlar lütfen mağazanızın gözünde dursun. Param olduğu gün gelip alırım, der.
Yazarı tanıyan mağaza sahibi
- Aman efendim, rica ederim siz mendilleri alın. Parasını ne zaman olsa verirsiniz, der.
Midhat Cemal:
- Hayır, olmaz alamam, der.
Mağaza sahibi:
- Canım Midhat Bey, ben sizi bilmez miyim, diye ısrar edince Kuntay kahkaha atar:
- Her halde benim kadar bilmezsin, demekle yetinir.
                          *        *        *
İSTER GÜL İSTER AĞLA!
SÜLEYMAN Nazif bir ara kuş yetiştirmeye merak sarar. Kendisine armağan edilen bir kanaryaya gözü gibi bakar. Bir gün Cenap Şahabettin dostunu görmeye gelir. Nazif kafesi temizlerken kuş uçar gider. Nazif donup kalırken Cenap katıla katıla gülmeye başlar. Nazif sinirlenir ve:
- Bu kadar gülecek ne var, Cenap? diye çıkışır.
Cenap kendisine göre mantıklı bir açıklama yapar:
- A birader, kuş gittikten sonra ister gül, ister ağla! Ne fark eder, der.
  • BIST 100

    10879,13%-1,75
  • DOLAR

    42,21% 0,26
  • EURO

    48,92% 0,41
  • GRAM ALTIN

    5415,55% 0,50
  • Ç. ALTIN

    9007,06% 0,59
  • Cuma 15.2 ° / 8.7 ° false
  • Cumartesi 22 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Pazar 21.8 ° / 12.4 ° false

Balıkesir

07.11.2025

  • İMSAK 06:12
  • GÜNEŞ 07:37
  • ÖĞLE 12:57
  • İKİNDİ 15:42
  • AKŞAM 18:08
  • YATSI 19:28