ALAADDİN BABUCÇU


Sürrealizm ( Gerçeküstücülük).

İnsanlık tarihi, toplumları ve ülkeleri bir an da değiştirecek, bazen ileriye, ( tekamüle) bazen de gerilemeye götürecek dönüm noktaları,


İnsanlık tarihi, toplumları ve ülkeleri bir an da değiştirecek, bazen ileriye, ( tekamüle) bazen de gerilemeye götürecek dönüm noktaları, çağına göre yapım bilgilerindeki (teknolojideki) hızlı gelişmeler ve travmalar (savaşlar, afetler, sosyal çalkantılar) ile doludur. Hem etçil, hem de bitkisel beslenmeye uygun vücut sistemi (metabolizması) sayesinde insanın diğer canlılardan farklılık gösteren bilişsel ( zeka ve algılama) düzeyi; bir yönü ile verileri akıl, mantık, istatistik ve matematiksel gerçekliği bilim çerçevesinde kabullenip değerlendirirken, bir yönü ile de, sürrealizme (gerçek ötesine, gerçekliğin çarpıtılmış haline) tarihin en eski dönemlerinden beri gösterdiği taraftarlık ve sempatinin ortaya koyduğu paradoks (çelişki) ile inanç ve güveni ortadan kaldırmakta. 

Cehalet ve istismarların da katkısıyla bilişsel kalitenin aldığı bu hal, bilinç altında bulunan karmaşık duyguların, varlığını kabul ettiği hurafeler yardımıyla da olsa, ayakları yere basmayan hayallerin şekillendirdiği proje ve ilkelerle dolu hayat anlayışının, sonuçta zeka ve algıya gerek duymadan absürt hal alan sanat, edebiyat, ahlak ve rastlantıyla hareket etmekte beis görmeyen ruh durumlarının, akıl ve mantığı tepetaklak ederek yeni bir dünya kurmayı amaç edinen, 20.yüzyılın travmalarından biri olan 1.Dünya Savaşının ardından beliren, o dönem için noktalama işaretlerine bile aldırmadan, içlerinden geldiği gibi kaleme alınan edebi eserler, hayal ve gerçek üstü rüyaların sembolleri ile süslü filimler, ünlü ressamların tablolarında duvardan, çalışma masasından eriyerek akan objelerin resmedilmesi, heykellerin garip şekillere bürünmesi, alışıla gelmişle adeta alay edilişi, her ne kadar sosyal hayatın bazı alanlarına heyecan ve değişik renkler getirse de, ülkelerin geleceği anlamına gelen siyasetin ve devlet mekanizmasının; olagelenleri, yılların ardından edinilmiş tecrübeleri, toplumsal, hukuki ve bilimsel ilkeleri elinin tersi ile itip, gerçeklerin, doğruların ve ahlaki yapının üstünü bulanık ve ham hayaller ile örterek, var olanı yok, yok olanı var, kararmışı ak, zulmü ihsan (iyilik, lütuf) olarak göstermenin ustalık ismi ‘dezenformasyon’ un (bilgi çarpıtılmasının) kuvvetler ayrımının çöpe atılmasıyla siyaset ve yürütmenin eliyle yapılması, kasvet ve sistematik eziyeti simgesel bir anlatımla ‘1984’ isimli romanında, hayali bir ülkede baskıcı bir yönetime karşı verilen mücadeleyi anlatan George Orwell’in bile ilham alacağı boyuta ulaşmasının izahı ne olmalıdır?

Körüklenen cehalet, istismara uğrayan inançlar ve çarpıtılıp üstü örtülen gerçeklerin yarattığı enflasyonda herkesin bildiği, söyleyenin inanmadığı, duyanın umursamadığı, değeri sıfırlanan doğrular, gerçekler daha başka nasıl bir edebi sanat ve metinle anlatılır?    

Her gece onlarca ulusal kanalda yüzlerce saati bulan ülke ve dünya sorunlarına ait söylemler, ülke çapında irili ufaklı yüzlerce gazetede yazılan binlerce fıkra, makale, haber ve benim yazdığım gibi köşe yazıları da buna dahil olmak üzere havanda su dövmekten öte hiçbir işe yaramıyor. Bu paragrafta, iki senedir dikkat çekmeye çalıştığım hususların sadece başlıklarını yazsam; turizmi baltalamaya çalışan kişi ilan edilmek işten bile değil. İster istemez, akla gelen; sözün bittiği ve imamın bildiğini okuması oluyor. Akademi, basın ve sosyal medyada kendini ifade edebilenlerin dahi yok sayıldığı bir ortamda, sıradan halka ‘oy yumurtlayan tavuk’ gözüyle bakan siyaset, tilkilerle tavukhanelerde demokrasi panelleri düzenlerken, demokrasiden ekonomiye, hukuktan eğitime içini boşalttığı kavramları her gün her saat tartışmaya aça dursun, tabiatın boşluk kaldırmadığı daha ortaokulda bize ilk öğretilenlerdendi. Onlarca meslek ve konuma ait, Cumhuriyet ve Anayasaya sahip çıkmak üzerine milyonlarca  namus ve şeref yemini etmişlerin ülkesinde bilgi çarpıtmaları (dezenformasyon) ve yalanlarla ters yüz edilen her türden gerçek tarih önünde, dile gelip, sonsuz pişmanlığı hissettireceği anı beklemekte. Benim kendi kelimelerimle anlatmaya çalıştığım, gerçeklerin önemi ve toplumsal bozulmanın süreç ve sonucunu bin beş yüz sene önce Allah Kelamı, ayetlerle bakın nasıl açıklamış: 

ŞUARA 221- Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? 222- Onlar, ‘gerçeği ters yüz eden, günaha düşkün olan her yalancıya inerler.

ENFAL 55. Allah katında canlıların en kötüsü, gerçeği örtenlerdir. Bunlar iman etmezler.

ENAM 123- Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.

İSRA 16. Biz bir ülkeyi / medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz de onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke aleyhine hüküm hak olur; biz de oranın altını üstüne getiririz

Akıl, bilim ve gerçeklerin rehberliğini erdem olarak kabul etmiş, bir ömür harcayarak inşa ettiği fazilet yönetimini,

Cumhuriyeti bu mazlum (sömürülmüş, hakkı yenmiş) Türk Milletine hediye etmiş Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 

gerçek ve gerçekliğe verdiği önemi hem dile getirdiği, hem de fiilen ispatladığı sözleri ile bitirelim.

 ‘ Bizim akıl, mantık zeka ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir. Bütün hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilidirler.’ 1925  ‘

... Gerçekler karşısında hayalci olmak kadar büyük hata olmaz…’ Nutuk   

Akıl, bilim ve erdemle esen kalın.

  • BIST 100

    10909,69%0,55
  • DOLAR

    40,66% -0,04
  • EURO

    47,36% 0,53
  • GRAM ALTIN

    4417,29% -0,08
  • Ç. ALTIN

    7059,19% 0,05
  • Çarşamba 37.6 ° / 21.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 31.9 ° / 20.5 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Cuma 35.6 ° / 21 ° Güneşli

Balıkesir

06.08.2025

  • İMSAK 04:27
  • GÜNEŞ 06:05
  • ÖĞLE 13:19
  • İKİNDİ 17:10
  • AKŞAM 20:24
  • YATSI 21:55