Yahudi tarihindeki en önemli karakterlerden biridir Büyük Herod…
Kuşkusuz kötü biriydi ama Yahudi üzerindeki Roma egemenliğinin bu dönemini anlamak açısından çok önemli bir kişi olarak kalmaya devam etmektedir.
Herod Archelaus (d. M.Ö. 23 - ö. M.S. 18), Roma İmparatorluğu tarafından Yahudiye Eyaleti`ne atanan Musevi Kral Hirodes`in oğlu ve bu eyalette Ethnarch unvanı ile bilinen valiydi.
Babası Hirodes`in ölümü ile birlikte M.S. 4 tarihinde Herod Archelaus, Caesar Divi Filius Augustus`tan bu makama atanacağını düşünerek kendini Yahudiye`nin kralı ilan etti.
Ancak Augustus onu öncelikle ‘Ethnarch’ olarak atayacağını ve bu görevini başarı ile yürütmesi karşılığında ona kral ünvanı vereceğini belirtmişti. Ancak o görevini despotça kullanarak M.S. 6`da mahkeme tarafından görevinden alındı ve tüm servetine el konularak Galatya`ya sürüldü ve hayatının sonuna kadar burada yaşadı.
2 Bin yıl önce Yahudiye`nin zalim kralının tapınağı İncil`de anlatıldığı oranlarla yeniden yapıldı. Herod, Hz. İsa`ya engel olmak için 2 yaşından küçük çocukları öldürtüyordu. Herod, Filistin’i imar etmesi ve baskıcı tavrıyla dikkat çekmesiyle birlikte geleceği Tevrat’ta belirtilen Mesih’in geliş işaretlerini gördüğü için İsrail oğullarına yönelik bir çocuk katliamı gerçekleştirdi. Doğacak olan İsa (as)’ın büyümemesi ve İsrail oğullarının liderliğine geçip iktidarı ele geçirmemesi için yaptığı bu çocuk kıyımı tarihe geçti.
Yehuda kralı olarak (Romalılar tarafından atanarak) M.Ö. 37 yılında M.Ö. 4 yılında ölümüne kadar 33 yıl süren çok uzun bir süre boyunca iktidarda kaldı, bu ekonomik bolluk ve sosyal istikrar açısından altın bir çağdır…
Herod`un projeleri arasında en iddialı olanı Bet-Amikdaş`ı (ağlama duvarının sağ duvarı olduğu yapı) yeniden inşa etmekti. Bu hareket onu hor gören tebaaları arasında sempati kazanma girişimiydi kuşkusuz…
Herod`un zulmü kendi ailesine bile uzanıyordu…
Yahudi kökenlerinin kuşkulu olduğunu bildiğinden, Yahudi halkı arasında yasallık kazanmak için Hyrcanus`un torunu, dolayısıyla bir Haşmonay (M.Ö. 140-M.Ö. 37 yılları arasında yaşayan bağımsız bir Yahudi devleti olan İsrail Haşmonayim Krallığını yöneten hanedan) prensesi olan Miryam ile evlenmişti. Ama aynı zamanda Miryam`ı delicesine seviyordu…
Josephus`un aktardığı gibi, Herod`un Miryam`dan olan beş çocuğundan ikisi kız, üçü oğlandı.
Bu oğulların en küçüğü Roma`da eğitim gördü ve orada öldü. En büyük ikisini annelerinin asaletinden ötürü ve Herod kral olduktan sonra doğduğu için onlara kraliyet kanı taşıyormuş gibi davranıyordu. Ama bütün bunlardan daha güçlü olan, Miyram`a karşı duyduğu ve gün geçtikçe alevlenen aşktı...
Miryam ise Herod`dan nefret ediyordu, buna büyük ölçüde neden, kardeşi Aristobulus`a yaptıklarıydı.
Herod, Aristobulus`u on yedi yaşındayken Koen Gadol (‘Büyük Kahin’ veya başrahip anlamına gelir) yapmıştı. Genç adam popülerite kazandıkça onu endişeyle izliyordu. Aristobulus`un popüler olması şaşırtıcı değildi çünkü Koen Gadol olmak için yasal hakkı olan bir Haşmonay, gerçek bir Yahudi ve gerçek bir Koen idi. Bu Herod`u öylesine ürküttü ki onu boğdurdu.
Herod daha sonra kendi oğullarını kıskanmaya başladı, onları, hatta bir kıskançlık krizi sırasında karısını da öldürttü…
Yine Josephus`a göre, "Hiddeti onu çılgına çevirdi ve yatağından fırlayarak sarayda deli gibi koşmaya başladı. Kızkardeşi Salome Miryam`a iftira etme fırsatını kaçırmadı ve Herod`un Yosef (Miryam`ın aşığı olduğu iddia edilen) hakkındaki kuşkularını doğruladı. Kontrol edemediği kıskançlık ve öfkesiyle her ikisinin derhal öldürülmesini emretti. Ama hiddeti diner dinmez pişmanlığa kapılıyor, öfkesi sönünce duyguları yeniden alevleniyordu... Miryam`a karşı duyduğu arzu öylesine güçlüydü ki ölmüş olduğunu düşünemiyor, hâlâ yaşıyormuş gibi onunla konuşuyordu, en hafifinden istikrarlı bir kişi değildi.”
Avgustus bile onun hakkında şöyle demişti, "Herod`un çocuklarından biri olmaktansa, köpeği olmak daha iyidir."
Herod`un paranoyası, Bet-Amikdaş hiyerarşisine müdahale etmesi, Yahudi halkının Helenleşmesine çalışması, artan ve ölümünden 70 yıl kadar sonra Roma`ya karşı bir başkaldırıyla sonuçlanacak bir hoşnutsuzluğa yol açtı…