BAHAR GÜNGÖR

Tarih: 03.07.2018 19:54

Üniversite Sınavları ve Gençlerimiz...

Facebook Twitter Linked-in

Dün ve bugün olmak üzere üniversite sınavları yapıldı... Artık adını ben bile takip edemiyorum.Ygs, Lys, Yks, Ayt... Dünkü oturum 135dk. Bugün 180 dk. idi.
Sınav kuralları içinde olmasa da ben sınav başlamadan ´´Çocuklar heyecanlı mısınız? Hiç olmayın.Bu olmazsa 2.3. de olur. Çok gençsiniz, yeter ki istediğiniz meslek olsun, vazgeçmediğinizde olacaktır, bakın ben halen hem öğretmen hem öğrenciyim´´ dedim. Tebessüm etmelerini sağlamak bile beni mutlu etti. Sonrasında gözlemlediklerim...
Aslında çocuklar çok heyecanlı değildi, öyle ayağı titreyen, sararıp solan çocuklardan ziyade daha bilinçli, olgun bir gençlik var ancak Matematik ve Fen Bilimlerine neredeyse dokunmayan bir gençlik var. Sosyal ve Türkçe´den medet umdukça da tabi ki bu alanlardan daha çok net çıkarmak ve yarışmak zorundalar adaylar. Bu son yıllardaki her sınavda olduğu gibi elli defa sistemdeki değişiklik sonrası başarılı olmak için bu çocuklar başka ne yapmalı bilmiyorum ama matematik ve fen sorularını yapmalı. Aksi halde sözelde uzun paragraflar artacak, okuduklarını anlamayacaklar ve toplamda 160 (bugünkü oturumda) sorudan 180dk boyunca 10-15 soru yapan, özel bir üniversiteye, öylesine bir bölüme para da vererek girebilip, zorla üniversite mezunu olacaklar ancak eğitimli cahillerimiz artacaktır: ( Çünkü 1 matematik sorusu yapamayan 5-10 netle üniversite kazanan bir çocuk üniversite okuyabilir mi? Çocuk okuduğunu anlamıyor! Nasıl mezun olsun? (Emin Çapa´nın dediği gibi...) Yani özel üniversitelerin eğitim kalitesi düşük değil, çok çok iyi hocalar var kadrolarda ancak gelen öğrencilerin seviyesi çok düşük. Bu sebeple de sürekli onlara göre bir eğitim yapılıp , iyi olan 3-5 öğrenci de o seviyeden eğitim almaya mahkum. Neyse gelelim sınava...
En büyük hata süreydi bugün. 180dk . 10.15´te başlayıp 13.15´te biten bir sınav! (sadece 30 dk süresince 12.30-13.00 arası evraklarını teslim eden çıkabiliyordu) Çocuklardan çoğu ilk saatten sonra terledi, sıkıldı, camları bir açtık bir kapadık maalesef gürültü sebebiyle! (Bu soruna halen bir çözüm bulamadık.) Tüm sınıflarda artık akıllı tahta var ama klima yok! Halen iki gündür hava serindi diye seviniyouruz! Temmuz sıcağında yapılan bir sınavda havayı, suyu! şansa bırakabilir miyiz? Su diyorum evet.. Gerek heyecan, gerek temmuzda yapılan bir sınavda sıvı kaybından ellerindeki 500gram sudan daha fazla sıvıya ihtiyaç duymaz mı bu çocuklar 3 saat boyunca? Peki bırakın fazlasına olan ihtiyacı bu 500 gram suyu içince duvarı mı suluyoruz tuvalet ihtiyacı olmasın mı? bu çocukların? İşte sınavdan çıkabilme saati geldiğinde 3/4´ü çıktı (bitiminden 45 dakika önce çıkabilme izni sebebiyle son 45 dakikadan da oldular!)
İki öğrencnin pantolonlarının önü ıslaktı çıkarken düşünün acımaszlığı: (sınav falan değil bu ceza öğrencilere! 160 soru hazırlamasını biliyor ama fizyolojiik ihtiyaçlarını gözardı etmeden bu çocuklara böyle bir uygulama yapıyorsanız bu sınav değil işkencedir, rezalettir! Pırıl pırıl çocuklarımızın geleceğini çalmaktır! anne babaları gözlerinin içine bakarken evlatlarının, siz bir yıl boyunca çalışan, emek veren bu çocuğun saçma sapan bir tuvalet ihtiyacını düşünemediğinizden (çare mi? gözetmen eşliğinde wc´ye gidebilir, iki oturum yapılabilir, sorular daha kısa olabilir vb.)emekleri çöpe atabiliyorsunuz!
Bir diğer saptamam enteresan! Genelde çocuklarımız koyu renkler giyiyor! Sınıfta en renkli biz iki öğretmendik! Birimiz sapsarı diğerimiz yeşil giymiş. Daha az şeye sahip ama hayalleri olan gençliktik biz ve halen ruhumuz daha canlı. Ne acı ki ruhlarını da kararttık çocuklarımızın ondan diye düşünüyorum. Umarım sistem düzelir onları ve renkleri de kazaniriz. Rengarenk... Çünkü Gençlik=Gökkuşağı demektir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —