Son yıllarda yabancı basında Türkiye hakkında çıkan yazıların içerde değerlendirilmesi ne kadar değer buluyor çok da bilemem ama tarih, hangi ülkede olursa olsun yabancının ipiyle kuyuya inenlerin bir daha gün yüzünü göremediklerini çok sıkça yazar. Ben bunu aile içi sorunlar üzerine aile dışından ama uzaktan aileyi tanıdığını zannedenlerce yapılan havada kalan ve genellikle gerçeklerle örtüşmeyen değerlendirmelere benzetirim çoğu kez.
Yabancılara verilen aşırı önem konusunda ünlü şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un 1920 yılında Kastamonu Merkez Camiindeki Cuma Vaazında söylediklerini bir kez daha hatırlatmak isterim. Ünlü şairimiz, yabancılara gösterdiğimiz ilgi ve alakanın yarısını bizim kendi vatandaşlarımıza gösterebilsek ben inanıyorum ki bu gün çok daha iyi yerlerde olabilirdik.
Gerçekten zaman zaman ekonomik, zaman zaman siyasi, zaman zamanda sosyal konularda ülkemizi eleştiren yabancıların yazdıkları yazı ve söylemleri sanki çok doğru tespitler gibi Anadolu insanımızın önüne gazeteler ve televizyonlar yoluyla servis dilerek bundan nasıl bir çıkarlar bekleniyor anlamak çok zor.
Hatırlarsak eğer ünlü Time dergisi bundan tam 100 yıl kadar önce Sevr anlaşması sonrası Türkler Orta Asya'ya diyerek attığı sevinç dolu manşetlerin daha henüz unutmadığımızı söylemek isterim. Yine bu günlerde yurdumuzu ziyaret den Alman Cumhurbaşkanının Türkiye hakkında söylediklerini hatırladığımızda neden hala Almanya'da öldürülen Türkler konusunda hala somut gerçeklerin neden ortaya konulamadığını maalesef kendilerine soramıyoruz.
Yine yabancıların biz Türkler hakkında gazete ve dergilerde boy boy yayımladıkları eleştirileri her nedense geçmişte olduğu gibi bugünde destekleyenlerimiz çok var.
Bakınız daha dün İtalya'da eski başbakan Silvio Berlisconi zamanında ülke içinde yaşananları hatırladığımızda hiç bir İtalyan vatandaşın yurt dışı yayım organları vasıtasıyla kendi ülkesini dünya kamuoyu önünde reklam etmediğini görüyoruz. Ve komşumuz Yunanistan'a baktığımızda resmen battığını söylediğimiz o yıllar da hiçbir Yunanlının kendi ülkesi için dışarıdan ülkelerini küçültme adına eleştirel gruplar oluşturmadıklarını görüyoruz.
Yine başka bir örnek. Bugün Ukrayna'da yaşananları hepimizin yakından takip ettiğini iyi biliyorum ama bakıyoruz dışarıda yaşayan hiçbir Ukraynalının dışarıdan yazılar ve reklamlar vererek dünya kamuoyu önünde tartışmalar yaptıklarını göremiyoruz.
Nasıl bir sorun olursa olsun bilelim ki en sağlıklı neticeler yine bizim aramızda yapacağımız tartışmalarla alınacaktır. Nedeni de açıktır. Çünkü sorunları yaşayan ve bilenler bizleriz. Yeter ki hep söylemeye çalıştığımız gibi daima demokrasi içinde olalım. Hukukun üstünlüğüne ve insana saygı konusunda birlikte hareket edelim. Unutmayalım ki bu aziz Vatan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından çok büyük zorluklar aşılarak ve uğrunda binlerce şehit ve gazilerimizin çok kutsal emekleri ile kurulmuştur. Demem o ki vatanımızın geleceği yabancıların iki dudağının arasına bırakılmayacak kadar kutsallıklar taşıdığıdır. Bunları bilerek ve de görerek siyasi parti başkanlarımızı, yöneticilerimizi, liderlerimizi, kurumlarımızı eleştirirken çok daha dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum.