Sabah, bilmem kaçıncı kez,
güzelliğini süslenmişti.
Saatler yaşamayı gösteriyordu;
sabah, işte bir kez daha çok güzel oluyordu.
Saatler tam yaşamayı gösterirken, ben, dağlarımın yarısını denizlerle değiştim ve korsanların sevdiğince denizleri, eşkiyanın sevdiğince dağları sevdim.
Güneş, bir güzel sabah daha getirmiş,
ışıklarını geriniyordu.
Saatler tam yaşamayı gösterirken, ben, kayalara oturmuş eski çağları düşünüyordum.
Balıkları düşünmeyi oltalara bırakmıştım!
ANAMURYUM (Korsan Şehri)
Ölü bir şehir gördüm bu yaz Anamuryum´da,yıkılan evlerine kefen beyazı sinmiş,
Ne kadar korsanca bir direniş gözlense de, kılıçlardaki kanı ne o pas örtebilmiş, ne de gözyaşı dinmiş çağların tortusunda
Ve ömrü bitivermiş zamanın çabasıyla
CÜMBÜŞE ÇAĞRI
Martılar sevinç taşır benim denizlerimde
Martının, taşıyorken yorulduğu güzellik, güneşin kumsaldayken çiçeği özleyişi ve yengecin kayalarda aşkını dişleyişi:Bana fazla gelecek, buyurun denizime; buyurun, bu cümbüşü üleşelim şimdilik.
BULUTUN PAMUK KEYFİ
Şimdi ben, sabahları en erken yaşayanım
Severek taşıyorum sabahımı denize;
erken yaşamalarda denizde olursanız,
çiçek kokuları da taşırım size.
Kumlar ayaklarıma soğukça sırnaşırken, gecenin serinliği kumsalda can çekişiyor.
Bulut, kumsal, deniz, güneş, mavilik hepsi getirdiğim sabahı sevişiyor.
Hemen doğuyor güneş, sanki geç kalmış gibi
Başlıyor bulutlarda beyazın pamuk keyfi ve kayalıklara tırmanan pavuryalar
Pavuryalar çok ciddi !
G İ Z E M
Denizler, sularına her girişimde
bana aitmiş gibi gelir.
Bütün balıklar, selamlaştığım
birer tanıdık gibidir!
Kayalıklarda kurduğum o çılgın düş, ya bulutlara konan bir gümüş kuş,
ya da maviliklerde ulaşılmaz bir köşedir.
Gizemini öğrenmek için o mavi köşenin, kayalıklardan maviliklere, kaç martı uçurduğumu Tanrı bilir