Bu bir darbe!" diye feryat edip duruyorlar.
TBMM`deki 550 şahıs benim interneti nasıl kullanacağıma karar veriyor
Hangi saatten sonra içki içeceğime karar veriyor
Kızlı erkekli kalıp kalmayacağıma karar veriyor
Kaç çocuk yapıp yapmayacağıma bu ülkenin başbakanı karar veriyor...
Milletin kürtajına karar veriyor...
*
Yeter be yeter...
Sizi o sandalyelere ülkeyi yönetin diye oturttular...
Milletin özel hayatına karışın diye değil...
*
Gidin işsizliği çözün
İhracatı canlandırın
Vergi dairesi gibi çalışan benzin istasyonlarındaki akaryakıtı yurttaşlarımıza nasıl ucuza getiririz bunu araştırın
Asgari ücretliye nefes aldırın...
Öğretmen atamalarını gerçekleştirin
Binlerce üniversite öğrencileri ilkokul mezunu patronların yanında asgari ücretle çalışıyor! Onların geleceğini garanti altına alın...
Emekli üvey evlat oldu açlıktan kırılıyor, bir el atın...
Ülkenin gerçek sorunlarıyla ilgilenin...
*
Ülkede çivisi çıkmadık ne kaldı, bilemiyorum...
Devlet yapısı gıcırdıyor, sallanıyor, çatırdıyor!
Hukuku eğip bükmeye, yolsuzlukların üstünü örtmeye çalışıyorlar!
İktidar, batağa düşmüş çaresiz bir adam gibi...
Çırpınıyor, bağırıyor, çağırıyor ama her hareketinde biraz daha batağa gömülüyor!
Yolsuzluk, rüşvet ve kokuşmuşluk her yanı sarmış halde...
Fakat ülkeyi yönetenler, "Bize komplo kuruldu.
Bu bir darbe!" diye feryat edip duruyorlar.
Tamam...
Diyelim ki komplo yapıldı!
Peki, göz göre göre ortalıkta dönen milyonlar, yenilen rüşvetler, ayakkabı kutularından çıkan milyonlarca dolar, evlerde bulunan para sayma makinesi ve boy boy çelik kasalar!
Yani tüm bu net suç delilleri de komplocular tarafından mı konuldu?
Hırsızlar, rüşvetçiler sütten çıkmış ak kaşık mı?
Bunları açıklasanıza!
Nasreddin Hoca`nın hikâyesindeki gibi bu ülkede "Taşlar bağlanıp, köpekler (hırsızlar) serbest mi bırakılacak?"
Şimdi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığına bağlanmak ve Bakan`ın emrine verilerek tamamen siyasi bir kurum haline getirilmek isteniyor!
Anayasa`ya da, uluslararası hukuka da aykırı bir teşebbüs!
Hazırlanan yasa tasarısı gerçekleşirse, demokrasinin vazgeçilmez kuralı olan "kuvvetler ayrılığı" prensibine ve dolayısıyla "demokrasiye elveda" demek gerekecek!
Ülkeyi, tehlikeli bir biçimde "totaliter rejime" doğru götürüyorlar!
Yeter be yeter...
Canımıza ot tıkadınız!