Geçtiğimiz günlerde Ankara`dan gelen eski bir gazeteci dostum, Bandırma ile ilgili bazı bilgilere ulaşmış. Bu arada benden `Son Kurşun Anıtı`na gitmemizi ve bu anıtı yerinde görmek istediğini söyledi. Ben de kıramadım ve arabasına atladığımız gibi Ay yıldız Tepe`ye çıktık.
Çıktığımıza ve çıkacağımıza da pişman olduk. Gördükleri karşısında üzüldüğünü ve tarihte önemli bir yeri olan; düşmana son sıkılan kurşunun sadece tüfeklerden oluşmadığını ve yarım olduğunu ifade etti. Haklıydı da anıt bir bölümden ibaret değil ki. Benden bu konuyu gündeme getirip, yazmamı istedi. Ben de onun hatırı için bu yazıyı kaleme aldım. Hiçbir şeyin değişmeyeceğini de biliyorum!
Evliya Çelebi`nin `Seyahatnamesi`ne, Dr. Selahattin Mağmumi`nin `Bir Osmanlı Doktorunun Anıları`na, İlhan Selçuk`un `Yüzbaşı Selahattin`in Romanı, Kemal Tahir`in `Yorgun Savaşçı` adlı eserlerine konu olan Bandırma`mızda; birçoğumuzun gidip görme zahmetine bile katlanmadığı Ay yıldız Tepede yapılan "Son Kurşun Anıtı"nın tamamının çatılı 8 tüfekten ibaret olmadığını biliyorum.
İLK BÖLÜMÜ TAMAM DA...
1972 yılında Cumhuriyet`in 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle dönemin Belediye Başkanı Hasan Sur, Emlak Bankası Müdürü Nüvit Arığ ve rahmetle andığımız İzzettin Yaşbek`ten oluşan dernek tarafından İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir Plancılığı Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Gündüz Özdeş`e hazırlatılan projenin ilk bölümü çatılmış 8 tüfekten oluşuyor. 1974 yılında düzenlenen bir törenle açılışı yapılan anıtın tamanını ise bugüne kadar bitirmek nasip olmadı.
İKİNCİ BÖLÜMÜ EKSİK...
Prof. Dr. Gündüz Özdeş`in hazırladığı projenin ikinci bölümü: 19 Mayıs, Erzurum ve Sivas Kongreleri, İsyanlar, I. ve II. İnönü Savaşları, Sakarya Meydan Muhaberesi, Başkomutanlık Meydan Savaşı, Dumlupınar Muharebesi, İzmir`in, Bandırma`nın Kurtuluşlarını simgeleyen pano ve kabartmalardan oluşuyor. Bunların tamamlanması sonunda ancak bir bütün olarak "SON KURŞUN ANITI" değerini bulacaktır diye de düşünüyorum. Bizler görebilecek miyiz bilmiyorum, belki çocuklarımız ve torunlarımız bunu görürler.
GEREKEN İLGİDEN YOKSUN...
Kafeterya, otopark, müze, idari bina ve mesire alanlarının da içinde bulunduğu projenin tamamlanmamasından dert yanarken; kendini bilmez insanların aziz şehitlerimize saygı göstermemesini de anlamak mümkün değil. Sadece 17 Eylül`de ziyaret edilen anıtın bir ara çökmesi de gündeme gelmişti. Ancak yapılan tadilatla bu önlenmişti.
Yakın zamanda gittiniz mi bilmiyorum, ben gittim. Anıtı sembolize eden çatılmış tüfeklerin ve kitabenin üzerinde abuk-subuk yazılar yazılmış, kurşun izleri, kırılmış içki şişeleri dikkatimi çekti ve üzüldüm. Anıta çıkan yollar köstebek yuvası gibi, çevredeki çam ağaçları bakımsız. Kısacası, gereken ilgiyi göstermiyoruz ve anıtı kendi kaderiyle baş başa bırakmışız. Tamamlanmış halini bizim kuşaktakiler göremez herhalde. Hiç değilse çocuklarımız ve torunlarımız bunu görebilsinler. Bandırma halkı tarihine sahip çıkabilir ve yardımlarını da esirgemezse neden başarılmasın?